4 Mayıs 2012 Cuma

SOSYAL MEDYA… TAM BİZE GÖRE!


Okumayı sevmeyen bir toplum olmamızdan çekmiştik yıllarca…

Sade vatandaşından, şirket sahibine kadar hiç birimizin uzun metinleri okuyacak sabrı yoktu. Okumayı sevemedik bir türlü.

Ancak gün oldu devran döndü, sosyal medya doğdu.  Facebook’tan, Twitter’dan bir cümleyi paylaşmak herkese yetti.  Hatta şirketlere bile… Sosyal medyanın ışıltısına kapılan şirketler, uzun stratejiler içinden üretilen kısa içeriklerle var olmayı tercih etmeye başladı.

Sosyal hayat açısından bakıldığında, iletişim dünyasının hızlı ve kısa içeriğe dönüşümü, iletişim açısından ele alındığında aynı derecede anlamlı gelişmiyor.

Tek iletişim kanalı üzerinden marka yönetmeye çalışmak ne kadar doğru?

Sıradan insanlar, canının sıkıldığından, sosyal tepkilerine, sevinçlerine, kederlerine kadar hayatı sosyal medya üzerinden paylaşırken; tüm iletişim ihtiyaçlarını sadece sosyal medya üzerinden gidermeye çalışan şirketler ise yeni bir stratejik hatayı hayata geçiriyor.  

Yeni medya kanallarının doğuşuyla birlikte, iletişim ihtiyaçları ve harcamaları her geçen gün çeşitlenen şirketler, yeniliği yakalamak amacıyla, diğer iletişim kanallarından kısarak, sosyal medyaya kaynak aktarma yoluna gidiyor.

Yenilik her zaman caziptir. Sosyal medya da bu cazibeli günlerini yaşıyor.

İletişim kanallarının çeşitlenmesi, iletişimcilerin ve müşterilerinin işini zorlaştırıyor. Bu yeni dönemde de yine yapılması gereken şirketlerin iletişim ihtiyaçlarını ve stratejilerini net olarak ortaya koymak ve mecralara yansımalarını tam olarak belirlemek…

Stratejisini, hedef kitlesini ve beklentilerini tanımlayamayan şirketler ne yazık ki, bu yeni ve renkli mecrada hayal kırıklığı yaşamaya mahkum görünüyor.